Yeni Beslenme Piramidi

  • 14 yıl ago
  • 6306 Views
  • 0 0

Yeni beslenme piramidindeki katman sayısı öncekine göre fazladır. Zira, yeni beslenme piramidinde yapılması gereken günlük egzersizler ve kilo takibi de maddeler …

Beslenme piramidi, 1992 yılında geliştirilen ve çeşitli besin gruplarından meydana gelen uygulamanın adıdır. Uygulamanın esas amacı, dünya genelinde sağlıklı bir beslenme anlayışı geliştirmektir. Bu bağlamda, sağlıklı bir beslenmede hangi besin grubunun hangi oranda sağlanması gerektiği bilgisi insanlara kazandırılmaya çalışılır.

Önemli bir hatırlatma yapmak gerekirse, 1992 yılındaki beslenme piramidi artık “eski piramit” olarak isimlendirilmektedir. Bunun sebebi yakın zamanda beslenme piramidinin yeniden şekillendirilmiş olmasıdır. Dolayısıyla bu yazı, yeni besin piramidinin odağında kaleme alınmıştır.

Yeni beslenme piramidindeki katman sayısı öncekine göre fazladır. Zira, yeni beslenme piramidinde yapılması gereken günlük egzersizler ve kilo takibi de maddeler arasında yer almıştır.

Tahıllar: Yaşamımızı sağlamak için ihtiyacımız olan enerjiye en kısa sürede karbonhidratlar sayesinde erişebiliriz. Beslenme piramidinin ilk basamağını oluşturan bu kısımda dikkat edilmesi gereken unsurların başında, beyaz ekmek yerine kepekli ekmek tüketmek geliyor. Çünkü beyaz ekmeğin hızla sindirilmesi ve buna bağlı olarak salgılanan insülinin vücuttaki şeker oranını arttırması, obeziteye giden merdivenlerin ikişer üçer atlanması demek oluyor.

Bitkisel Sıvı Yağlar: Bu kısımda yer alan zeytinyağı, ayçiçek yağı, kanola yağı ve mısır yağı gibi ürünler, beslenmede yerini ilk olarak alması gereken yağlardır. Bu yağların kullanılmasına özen göstermek, kalbin olağan ritminde seyretmesine ve kandaki kolesterolün normal seviyede bulunmasına yardımcı olacaktır.

Meyve ve Sebze: Yeni beslenme piramidi sayesinde, meyvelerin beslenmedeki büyük etkisi belirtilerek; meyvelerin  hak ettikleri değeri görmesini sağladı. Öyle ki, meyve ve sebzenin bol olarak tüketilmesi sindirimi oldukça kolaylaştırıyor. Bunun yanında, çeşitli kanser, katarakt ve kalp hastalıklarının önüne de adeta bir barikat kuruluyor.

Kuruyemişler ve tahılgiller: Günlük enerji sağlanmasından ziyade, vücudun genel gücünü ve direncini sağlayan bu kısımda, protein, lif, vitamin ve mineral zengini ürünler yer alıyor. Mercimek, fasulye ve diğer kurutulmuş sebzelerin de yer aldığı bu grupta; hemen yakınımızdaki kuruyemişçilerde bulunan ceviz, fındık ve badem gibi yiyecekler de önemli birer besin maddeleri olarak karşımıza çıkıyor. Bilhassa, fındık ve ceviz yeterli olarak kullanılması halinde kalbin muhafızlığı yapıyorlar.

Balık, Tavuk ve Yumurta: Beslenmede en çok yararlanılan yiyecekler olan balık, tavuk ve yumurta bilindiği üzere protein bakımında oldukça zenginler. Hatta yumurtanın, bir protein deposu olmasına rağmen kolesterol açısından sanıldığı kadar ağır bir ürün olmadığı da ortaya çıktı. Ancak bu ürünler, sahip oldukları az miktardaki doymuş yağ oranı sebebiyle, yine belli bir oranda ve kontrollü bir şekilde kullanılmalılar.

Süt Ürünleri ve Kalsiyum Tabletleri: Kontrollü bir şekilde kemik gelişimi sağlamak için düzenli D vitamini almak ve egzersiz yapmak gerekiyor. Süt ürünleri bu açıdan son derece faydalı olmakla birlikte, fazlaca sahip oldukları doymuş yağ oranı yüzünden sadece belli bir miktarda kullanılmalı.

Az Miktarda Tüketilmesi Gerekenler: Kırmızı et, terayağ, beyaz undan yapılan yiyecekler, beyaz pirinç, patates, rafine edilmiş tahıllar ve tam bir hata olan çoklu vitamin tabletleri mümkün olduğunca az tüketilmesi gereken ürünlerdir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir