İnsan vücudu oldukça karmaşık bir yapıya sahip gibi görünse de, bu karmaşık yapının işleyişinin düzenli ve devamlı oluşunun sağlanması son derece basittir. İnsan vücudu bir organizma olarak ele alındığında, solunum ve sindirim sistemi faaliyetleri esnasında yapım ve yıkım yöntemlerinden faydalanarak enerji elde eden bir yapı söz konusudur.
Tüm bu sürecin problemsiz şekilde sürmesi konusunda en önemli etken ise sağlıklı beslenme yapılmasıdır. Sağlıklı beslenmek her şeyden yemektir denildiğinde, bazı yanlış anlaşılmalar söz konusu olabilmekte ve kişiler her türlü besin maddesinden kontrolsüz şekilde tüketebilmektedir. Ancak sağlıklı beslenmenin bazı olmazsa olmaz kuralları bulunmaktadır. Öncelikle beslenme eyleminin düzenli beslenme periyotları içerisinde gerçekleşmesi gerekmektedir. Belirli saatlerde besin tüketilmesi, tüketilen besinlerin belirli bir düzen ve denge sistemine göre ayarlanması, kişinin temel vücut fonksiyonları için ihtiyaç duyduğu maddelerin yeterli düzeyde alınması gibi birçok detay son derece önemlidir.
Vücut tarafından sürdürülen tüm faaliyetlerde aktif rol oynamakta olsa da, ne yazık ki vücudun kendisi tarafından üretilemeyen maddelerden birisi de omega 3 yağ asitleridir. N-3 pozisyonunda doymamış yağ asitleri olarak bilinmekte olan bu madde vücudun en önemli faaliyetlerinde aktif rol oynamaktadır.
Omega-3 Neden bu kadar önemli?
Kolesterol ve trigliserit düzeylerinin düşürülmesinde, kalp krizi ve akut inme riskinin azalması için gerekli olan asteroskleroz seviyesinin düşürülmesinde aktif rol oynamaktadır. Bağışıklık sisteminin güçlenmesi için son derece gerekli olan omega 3 kanser gibi önemli hastalıklara karşı metabolizmanın korunmasında etkilidir. Yenilenmeyen beyin hücrelerinin güçlenmesinde, retina, sperm ve cilt hücrelerinin yenilenme faaliyetlerinde, kan şekeri düzeyinin düzenlenmesinde, kanın inceltilerek akışının kolaylaştırılmasında ve romatizma rahatsızlığının önüne geçilmesinde omega 3 vücudun ihtiyaç duyduğu bir yağ asididir.
Tüm bunların yanı sıra, hamilelik sürecinde anne bebek sağlığı konusunda bebek gelişiminin düzgün olabilmesi için ihtiyaç duyulan bu yağ asidi, erken doğum riskinin azalmasında, annenin doğum sonrası depresyon riskinin düşürülmesinde rol oynamaktadır. Omega 3 yağ asidi aynı zamanda beyin hücreleri üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Depresyon tedavisi sürecinde vücuda omega 3 takviyesi yapılması, beyin hücreleri üzerindeki etkileri sayesinde kişinin bu probleminden daha kısa sürede ve daha kolay şekilde kurtulmasında aktif rol oynamaktadır. Bunama ve Alzheimer hastalığı riskinin azaltılmasının yanı sıra, matematik zekası gelişiminde faydalı olan Omega-3, genel agrasiflik problemi yaşanan durumlarda, sakinleştirme sürecinde etkilidir. Yeterli düzeyde tüketilmediği zaman retina fonksiyonlarının tam anlamı ile yerine getirilememesine yol açmakta olan omega 3, gözde gelişen sarı nokta hastalığı riskini de azaltmaktadır. Kemiklerde kalsiyum depolanması üzerindeki etkileri sayesinde, kemiklerin daha güçlü olmasını sağlayan omega 3, eklem iltihabı ve kıkırdağa zarar veren enzimlerin aktivitelerinin durdurulması için önemli bir rol oynamaktadır. Eklemlerin sabah sertliğinin azaltılması ve hassasiyetin azaltılması gibi fonksiyonları da bulunur.
Omega 3 Hangi Besinlerde Bulunur?
Beslenme üzerinde balık tüketiminin önemli etkileri bulunması nedeni ile düzenli beslenme programlarında balık tüketimi mutlaka yer almaktadır. Soğuk sularda yetişmekte olan somon balığı ve orkinos tipi balık türleri olarak ton balığı, uskumru, sardalya ve hamsi gibi balıkların yağlandığı aylarda tüketilmesi vücudun Omega-3 ihtiyaçlarının karşılanmasında önemli bir yere sahiptir. Keten tohumu yağında, ada çayı yağında, kivi de, perilla da, semiz otunda yüksek düzeylerde bulunan omega 3, ceviz badem, fındık, soya filizi, kuru fasulye, nohut, mısır, mısır unu, çörek otu yağı, marul, lahana, brokoli gibi besin maddelerinde de az düzeylerde de olsa bulunmaktadır.
