Fiziksel aktivite, egzersiz ve spor, kişinin ideal kilosunda kalması ya istenen kiloya ulaşması açısından son derece büyük bir rol üstlenmektedir. Alışkanlık haline getirilecek uygulamalarda fiziksel …
Fiziksel hareketlilik, insanın doğasında var olan bir olgudur. Durağanlığın ve hareketsizliğin insan yaşamında pek yeri olmamakla beraber; günümüzdeki yaşam koşulları ve yaşam tarzları ciddi bir dengesizliği de beraberinde getirmektedir. Ruhsal, bedensel ve sosyal açılardan bir bütün olabilen kişi için sağlıklıdır diyebiliriz. Bu kriterlerden herhangi birinin yok ya da eksik olması, kişinin sağlığını da olumsuz ve doğrundan etkileyecektir. Dolayısıyla fiziksek aktivitenin sağlık üzerindeki etkisi de tartışılmayacak bir önem arz etmektedir.
Tavsiye edilen fiziksel aktivite süresi ve oranı kişiden kişiye değişebilmektedir. Ancak genel bir bilgi vermemiz gerekirse haftada 3-4 gün ve her birinde 30 – 60 dakika arasında gerçekleştirilecek fiziksel aktivitenin insan yaşamı üzerinde kayda değer oranda olumlu katkısı olacaktır. Daha önce de dediğimiz gibi, beslenme ve spor uzmanları eşliğinde kişiye özel olarak belirlenecek programın uygulanması, fiziksel aktivitenin en iyi oranda yarar sağlamasını doğrudan etkiyecektir.
Fiziksel aktivite, egzersiz ve spor, kişinin ideal kilosunda kalması ya istenen kiloya ulaşması açısından son derece büyük bir rol üstlenmektedir. Alışkanlık haline getirilecek uygulamalarda fiziksel aktivite konusunda katkıda bulunacaktır. Örnek olarak, arabanın normalden uzağa park edilmesi ya da mümkünse bir yerden bir yere yaya olarak gitmeyi tercih etmek de fiziksel aktivitelerden bazılarıdır. Fiziksel aktivite içinde bulunan kişilerin solunum organları da güçlenecektir. Aynı zamanda solunum zorluğu çeken ya da solunumdan kaynaklanan rahatsızlıkları bulunan hastalara doğrudan çeşitli egzersiz programları önerilmektedir. Düzenli olarak gerçekleştirilen fiziksel aktivite uygulamaları, solunum merkezli hastalıklara yakalanma olasılığını da ciddi oranda düşürebilmektedir.
Düzenli bir şekilde fiziksel aktivite içinde bulunmak, egzersiz yapmak, kandaki şeker oranını da dolaylı yollardan düzenleyecektir. Kandaki şeker oranının hayati derecede önem arz ettiği şeker hastaları için kandaki şeker miktarını düşürmek bir hayli önemlidir. Fiziksel aktiviteler de kandaki şeker miktarını düşürür ve şeker hastalığının (diyabet) olası olumsuz etkilerden bir nebze de olsa kişiyi korur. Bunun yanında fiziksel aktivite, kalp – damar hastalıklarına yakalanma riskini de en aza indirir. Damarların kontrollü bir şekilde ve oranda çalışması kalbi de doğrudan etkileyecektir. Bu durumda kalp ve damar ideal temposunda ve gücünde çalışarak vücudun direnç sahibi olmasını ve doğru ritimde varlığını sürdürmesini sağlayacaktır. Düzenli olarak gerçekleştirilecek fiziksel aktiviteler, kişinin kan basıncını da olumlu yönde etkileyecektir. İlaçlara olan ihtiyaç ve stres azalacak, yaşam kalitesi de yükselecektir. Dolayısıyla yüksek tansiyon gibi hastalıkların yaşama olan etkisi en az indirilecektir.
Uzmanlar, hayatın her alanında fiziksek aktivitelerin yer alması gerektiğini ve kişiye özel belirlenecek programların kaliteli bir yaşamın kapılarını açacağını belirtiyorlar.
